UZLAŞMA VE ARABULUCULUK

Dava Masrafsız Uzlaşma

Avukatlık Kanunu madde 35/A kapsamında, kişilerin kendi iradeleriyle tasarruf edebildikleri konularla sınırlı olmak kaydıyla, avukat aracılığıyla karşı taraf ile uzlaşması mümkündür. İki tarafında da avukatlarının katılımıyla gerçekleşecek olan uzlaşma görüşmelerinde tutulan tutanak, ilam yerine yani mahkeme kararı yerine geçer.

Madde 35/A’nın Amacı

Avukatlık Kanunu madde 35/A, aralarında uyuşmazlık bulunan tarafların uyuşmazlıklarını uzlaşma ile çözmeyi ve hızlı bir şekilde sonuca ulaştırmayı amaçlar. Bu noktada önemli olan mesele çözümün oldukça seri olması ve taraflara en şekilde masraf çıkarmasıdır. Öte yandan herhangi bir mahkemeye ihtiyaç duyulmadığı için yargı sistemini de rahatlatan bir yönü vardır. Bu bağlamda hukuken kişilerin kendi iradeleriyle karar verebildikleri konularda uzlaşmaya gitmeleri her iki taraf için de oldukça makul bir yöntemdir.

Madde 35/A Hükmü

Kanunda madde hükmü şu şekilde yer almaktadır:

“Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir.”

Bu hükmü değerlendirdiğimizde uyulması gereken birtakım kuralların olduğu açıktır. Öncelikle tarafların uzlaşabilmesi için her konuda anlaşmaları gerekmektedir. Bir tarafın teklif ettiği uzlaşma talebini, diğer taraf tamamen bağımsız bir şekilde kabul eder ya da reddeder. Bu konuda tümüyle özgür bir şekilde karar verilir.

Uzlaşma talebinde bulunan taraf, aynı zamanda uzlaşma görüşmeleri için bir yer ve tarih belirler. Ancak karşı taraf uzlaşma görüşmesini yapmak istemesine karşın teklif edilen yer ve zamanı kabul etmeyebilir. Bu görüşmenin gerçekleşebilmesi için bu konularda birlik sağlanabilmelidir.

Avukatlar olmadan bu uzlaşma görüşmeleri gerçekleştirilemez. Yani kişiler kendi aralarında uzlaşma toplantısı yapamazlar. Avukatlar olmadan yapılan uzlaşma görüşmeleri İcra ve İflas Kanunu kapsamında ilam niteliğinde olmayacaktır. Öte yandan uzlaşma görüşmeleri sırasında taraf vekillerinden herhangi biri, dileği anda uzlaşmadan vazgeçebilir.

35/A Kapsamında Uzlaşma ile Arabuluculuk Farkı

Avukatlık Kanunu 35/A maddesi hükmü gereğince yapılacak uzlaşma görüşmelerinde avukat olmazsa olmazdır. Bu noktada avukat aktif rol oynar. Ancak arabuluculukta avukat olmayabilir. Arabuluculuk şartlarında avukat olmak zorunluluğu yoktur. Öte yandan uzlaşma, arabuluculuğa göre daha az masraflı bir işlemdir. Dolasıyla bu iki kurum arasındaki asıl fark avukat bulunması zorunluluğu iken, tali fark ise masraflardır. Uzlaşma konusunda tecrübeli avukat bulmak bu anlamda işleri oldukça kolaylaştırır. Tavsiyemiz; eğer uzlaşma konusunda uzman avukatınız yoksa avukat arama motorunu kullanacak avukat bulabilirsiniz.

Uzlaşmanın Avantajları

Müvekkilinin dosyasının tüm detaylarına hakim olan avukat, ortaya çıkan uyuşmazlıkta en iyi neticeyi almak için elinden gelen gayreti gösterir. Aynı şekilde karşı taraf avukatı da bu zihniyetle hareket etmektedir. Dolasıyla uzlaşma hükümlerinin uygulanabileceği durumlarda tarafların herhangi bir hak kaybı yaşamadan adaleti sağlamak mümkün olacaktır.

Uzlaşma hızlı bir çözüm aracıdır. Özellikle konusu para olan uyuşmazlıklarda uzlaşma yolunu tercih etmek kişilerin kayıplarını telafi etmek adına önemli bir adım olacaktır. Ancak unutulmaması gereken mesele şudur ki; uzlaşma sadece tarafların kendi iradeleriyle (uzlaşarak) istem sonucunu elde edebilecekleri uyuşmazlıklarda uygulanır.

Uzlaşmanın diğer avantajları ise şunlardır; 35/A uzlaşmasında adalet gecikmez. Çoğu zaman saatler içerisinde çözüme ulaşılabilir. Uyuşmazlığı, iş yükü sebebiyle dosyaya 3-5 ayda bir en fazla birkaç dakika ayırabilen bir hakim değil, dosyayı en iyi bilen kişiler olan taraf avukatları birlikte çözer. Taraflar el sıkışarak ayrılır. Alacaklar ve avukatlık ücretleri sorunsuz hükme bağlanır ve tahsil edilir.

uzlaşma, arabuluculuk, avukatlık kanunu 35/A, avukat, uzlaştırmacı, uzlaşma tutanağı

Uzlaşma Tutanağı

Tarafların Avukatlık Kanunu 35/A maddesi gereğince uzlaşma toplantısı yapması halinde, uzlaşma tutanağı düzenlenir. Düzenlenen bu tutanak, İcra ve İflas Kanunu’nun 38 maddesi ve 68/A maddesi uyarınca icra edilebilen ilam hükmündedir. Yani taraflar bu tutanağı mahkeme hükmü olarak kabul edip işlem yapabilirler.

Uzlaşma tutanağında olması gerekenler şunlardır:

-Tutanağın 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesi uyarınca düzenlendiği,
-Taraflara ait bilgiler (adları, ikametgâhları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık numaraları, taraflar yabancı ülkede oturuyorsa Türkiye’de gösterecekleri ikametgâh ve iletişim bilgileri),
-Taraf avukatlarının adları, bağlı oldukları baroları ve baro sicil numaraları,
-Tutanağın düzenlendiği yer ve tarih,
-Tarafların iddia ve savunmalarının kısa özeti ve uzlaşmanın konusu,
-Uzlaşma sonunda varılan mutabakat ve tarafların yükümlülükleri,
-Tarafların her biri hakkında verilen karar ile taraflara yüklenen borçlar ve tanınan haklar (sıra numarası altında birer birer, açık, kuşku ve duraksama yaratmayacak şekilde)
-Uzlaşma tutanağının, 1136 sayılı Kanunun 35/A maddesi uyarınca, 2004 sayılı Kanunun 38 ve 68/A maddelerine göre ilam niteliğinde olduğu,
-Uzlaştırma giderleri ile uzlaşma dava açıldıktan sonra gerçekleşmişse yargılama harç ve giderlerinin kime yükleneceği,

-Uzlaşma müzakerelerine katılan tarafların ve avukatlarının imzaları,

-Tutanağın kaç nüshadan oluştuğu ve taraflara ve avukatlara verildiği hususları yer alır.

Uzlaşma görüşmeleri tek bir toplantıdan ibaret olmayabilir. Bazen taraflar defalarca kez toplantı yaparlar. Bu toplantıların her birinde tarafların avukatları olmak zorundadır. Taraflar toplantılarda yer almayabilirler. Ancak uzlaşma tutanağının düzenleneceği toplantıda tarafların da yer alması gerekmektedir. Çünkü tutanağın altına hem avukatların hem de tarafların imzasının atılması zorunludur.

Uzlaşmanın Gizliliği

Uzlaşma görüşmelerine katılan avukatlar ve taraflar bu görüşme esnasında elde ettikleri bilgileri saklamakla yükümlüdürler. Bu görüşmeler sırasında yapılan ikrarlar, beyanlar vb. uzlaşmanın sağlanmaması halinde delil olarak kullanılamazlar.

Uzlaşmanın sağlanmaması sebebiyle açılacak olan davalarda, uzlaşma görüşmelerinde elde edilen bilgiler delil olarak kullanılamaz. Öte yandan uzlaşma görüşmelerine, tarafların yazılı rızası alınmak kaydıyla stajyer avukatlar da katılabilir.

Uzlaşma Görüşmeleri En Geç Ne Zamana Kadar Başlayabilir?

Avukatlık Kanunu madde 35/A kapsamında uzlaşma görüşmeleri duruşma başlayıncaya kadarki süreçte yapılabilmektedir. Dolayısıyla müvekkilinden dosyayı alan avukat, uzlaşma talebinde bulunacaksa, bu talebini en geç duruşma başlayana kadar karşı tarafa iletmeli ve davette bulunmalıdır.

Duruşma başladıktan sonra da avukatların ve tarafların sulh görüşmesi yapmasına engel bir durum esasen bulunmamaktadır. Ancak yine de uzlaşma taleplerini en geç duruşma başlayana kadar belirtmek yerinde olacaktır.

35/A Kapsamında Uzlaşma ile İlgili Yargıtay Kararı

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2006/12239 K.2006/15277  11.7.2006 tarihli kararı usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tutanağının ilam hükmünde olması ile ilgili önemlidir.

‘’ÖZET : 1136 Sayılı Kanunun 35/A maddesine uygun şekilde düzenlenen uzlaşma tutanakları, İcra ve İflas Kanunu’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir. Somut olayda icra takibine konu belge, usulüne uygun yapılmış uzlaşma tutanağı niteliğindedir. Söz konusu belge ilam hükmünde olmasına rağmen icra mahkemesince yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

KARAR :…1136 Sayılı Kanunun 35/A maddesi hükmü aynen; “avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda tarafların kendi iradeleri ile istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleri ile birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak avukatlar ile müvekkilleri tarafından imza altına alınır. Bu tutanaklar 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İİK’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir” hükmünü içermektedir. Somut olayda alacaklı tarafın takibe dayanak yaptığı 30.03.2005 tarihli Gurubu Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi başlığını taşıyan belge yukarıda açıklanan yasa maddesine uygun olarak borçlu asilleri ve vekilleri ile alacaklı bankalar vekilleri arasında tanzim edildiği görülmektedir. Anılan bu belge İİK’nun 38. maddesi anlamında ilam niteliğindedir. Mahkemenin gerekçesinin aksine yargılamayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. O halde mahkemece, borçluların bu yöne ilişkin istemlerinin reddine karar verilip diğer şikayetlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 11.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.’’

 

Diğer yazılarımız için tıklayınız. Bizimle iletişime geçmek için iletişim sayfamıza gidebilirsiniz.

Yorumlar

  • Henüz yorum yok.
  • Yorum ekleyin..